Pages

23 Ocak 2013 Çarşamba

Hadîs-î Şerîf



İbn Mesud (radıyallahu anh) hazretlerinden rivayet edildiğine göre;
Rasûl-ü Ekrem (sallAllahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

Allah’a karşı olabildiğince hayâlı davranın!

Allah’a karşı gerektiği ölçüde hayâlı olan,

kafasını ve kafasının içindekileri, midesini ve midesindekileri kontrol altına alsın!

Ölüm ve çürümeyi de hatırından dûr etmesin!

Âhireti dileyen, dünyanın sûrî güzelliklerini bırakır..

işte kim böyle davranırsa, o Allah’tan hakkıyla hayâ etmiş sayılır. 

[Tirmizî, rekaik 24; Ahmed b. Hanbel, Müsned 1/387]


Akıllı ve takvalı olanlardan başkasıyla düşüp kalkma. Basiretli alimden başkasıyla dost olma. Allah Rasulü Efendimiz’e, (sallallahu aleyhi ve sellem) ”En hayırlı dost kimdir?” diye sormuşlar da O:

"Gördüğünüzde size Allah’ı (celle celaluhu) hatırlatan, konuşması ilminizi artıran, ameli de size ahireti hatırlatandır" buyurmuştur.

-İmam Muhasibî (r.a)-


Üç kişi vardır ki, onlar İblisten ve askerlerinin şerrinden masundurlar:

1. Gece ve gündüz Allah’ı çok zikredenler.

2. Seher vakitlerinde istiğfar edenler.

3. Allah’ın haşyetinden ağlayanlar.

(Camiü’s-Sağir)


Sehl ibni Sa’d (ra)’dan bildirildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“İki dua geri çevrilmez veya pek nadir olarak geri çevrilebilir.

Bunlar ezan okunurken yapılan dua ile

savaş esnasında orduların birbirine giriştiği dehşet anında yapılan duadır.”


(Ebu Davud, Cihad, 39)

 


“Oruç perdedir.

Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın.

Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa

“Ben oruçluyum!’’ desin (ve ona bulaşmasın)’’

 Buhari, Savm 2

  

Allah Resulü (aleyhissalatu vesselam) buyurdu:

“Biriniz yemek yerken “Bismillah” desin;

Başta söylemeyi unutursa sonunda

“Bismillahi fi evvelini ve ahirihi -Başında da sonunda da Bismillah-” desin.” 

(Ebu Davud, Tirmizi)



Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:
“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Kulların sabaha erdiği her günde iki melek semadan iner ve bunlardan biri şöyle dua eder:
Ey İlahımız! İnfak edene halef (devam) ver.”
Diğeri de şöyle dua eder:
“Ey İlahımız! Cimriye de telef ver.”

Buhari, Zekat 28; Müslim, Zekat 57, (1010)



"Kim bildiğiyle amel ederse Allah ona bilmediklerinin ilmini ihsan eder"

(Ebu Nuaym, Hilye, 10/15)


Rifaa b. Rafi’ (r.a) anlatıyor:
Bir gün Rasûlullâh’ın (s.a.s) arkasında namaz kılıyorduk.
Nebi (aleyhisselam) rukûdan başını kaldırıp:
”Semi’allâhu limen hamideh” dedi.
Bir kişi arkasından:

ربنا لك الحمد حمدا كثيرا طيــبا مباركا فيه
"Rabbenâ ve leke’l hamd. Hamden kesîran tayyiben mubâraken fîh"
(Rabbimiz! Övgüler ancak sanadır. Övgülerin en çoğu, en temizi, en mübarek olanı…)
Rasulullah (s.a.s) namazı bitirince sordu:
”Onu kim söyledi?”
Bir adam:
”Ben…” deyince,
Nebi (s.a.s) şöyle buyurdu:
”Otuzdan fazla meleği, onu yazmak için birbiriyle yarışırken gördüm.”
                                                                            
(Buhârî, Sahîh, hadis no: 766)



(Bir yerde toplanıp lüzumsuz şeyler konuşanlar, kalkarken,
“Sübhanekallahümme ve bihamdike eşhedü en la ilahe illa ente estağfiruke ve etubü ileyke”
okurlarsa, orada işledikleri günahlar affolur.)

[Tirmizi]


Meâli: “Allah’ım! Seni her türlü noksanlıktan tenzih eder hamdimi sana takdim ederim. Senden başka hiçbir ilâh bulunmadığına şahadet ederim. Senden mağfiret diliyor ve sana tövbe ediyorum.”


قال رسولُ اللَّه , مَنْ يُحْرَمِ الرِفْقَ يُحْرَمِ الخَيْرَ كُلَّهُ
أخرجه مسلم

Cerîr (radıyallâhu anh) anlatıyor:
“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Bir kimse rıfk’tan mahrum ise hayrın tamamından mahrumdur.”

[Müslim, Birr 75, (2592). ]


“Rıfk, kelime olarak mülâyemet, letâfet, yumuşaklık, tatlılık mânalarına gelir, sertlik ve kabalığın zıddıdır.”


Üsame İbnu Zeyd Radiyallahu Anh’tan rivayetle Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:

“Kim, kendisine yapılan bir iyiliğe karşı, bunu yapana:
“Cezakellahu hayran (Allah sana hayırlı mükafaat versin)” derse teşekkürü en mükemmel şekilde yapmış olur.”

Tirmizi Birr 86.(2036)



“La tağdab!” Öfkelenme !..

Hadis kaynaklarında zikr edilen en kısa hadis budur..
Kısalığına rağmen ihtiva ettiği manalar çok zengindir…
Bu sözle murad olunan manaların bir kısmı..

- Dünya ve Ahiret saadeti..Zira Öfke; kişileri birbirlerinden ayırır ve Öfkenelinen kişiye zulm edilmesine vesile olur.
- İnsanın en büyük düşmanı; Şeytan ve Nefistir.. Öfke bunları besler, Ruhu ve Kalbi çürütür..
- Öfkeli insan Adil olamaz ve doğru hüküm veremez..
- Öfke; Gıybet ve kini artırır.. bu ise tüm amelleri boşa götürür..
- Bir manasıda; Öfkenin Emr ettiği şeyi yapma demektir..Zira Öfkeleneni ve adaletsizliği sevmez…

0 yorum:

Yorum Gönder

 

(c)2009 biraz biraz. Based in Wordpress by wpthemesfree Created by Templates for Blogger