Pages

21 Kasım 2012 Çarşamba

Mukadderat...


Derdim sitem ya da bakın bende insanım demek falan değil. Amma ki insan denen şey ne nemen şey ise ben onu olmayı bir türlü başaramıyorum. Atalete mi düştüm, atalet mi bana düştü, yeğis batağı böyle bir hal midir, kalbin gıdası nedir, akılın akledebilmesi vazifesini yerine getirebilmesi için onu nasıl bir ortamda yetiştirip geliştirmek gerekir? …….. Ve asıl önemlisi değerini bilip sahip çıkamadığım DOSTLARIM, ŞEVKİM, KALBİM, HİSLERİM NEREDESİZ? Tamam tek başımıza geldik tek başımıza gideceğiz bunu da göze alabilir olacağız ama BİRLİKTE hareket etmeyecek miyiz?

Tamam dualarda buluşuyoruzdur, anılar, foroğraflar bizi sarıp sarmalıyordur kalbimize fısıldıyordur ‘edebi diyarı bekle sabır otu acıdır lakin sonu selamettir’

Ve hem madem diye başlayan  bir sıra cümlede akla geliyor ve lakin dostlar önemli olan akla düşmesi değilmiş akıla düşüp kalpte pişmesi imiş. Dil bildi de kalbe inmedi. Ben utandım eski dostları arayamadım  eski beni bulamadım bulupta yerine koyamadım diye. Ağladım, konuştum, anlattım, ağladım , sarıldım, bıraktım ve tekrar ağladım bu sefer sustum kimseye bir şey anlatmıyorum. Dostum, annem, babam, ablam, akrabam.. Kimseye burada bir savaş var demiyorum diyemiyorum. Sizide korkutur bu hal diye azar azar uzaklaştım. Ama sizden uzaklaşmak önce kendimi bırakmaktan geçiyormuş.

İçte farklı dışta farklı kalp apayrı bir tiyatro sahnesi. Riya, iki yüzlülük, atalet, yeis, arayış, umut, insanlık hali adını ne koyarsanız.

Bir yandan seminere hazırlanıyorum bir yandan sızlayan burnumu çekiyorum bir yandan yazıyorum diğer yandan beautiful hangover adlı şarkıyı dinliyorum. Tamam onların sersemliğinin nedeni belli de razılar akledememişler adına da güzel demişler. Ben ise beni saran sersemliğin nedenini bilemedim Eğer bu sersemliğin sonu SANA çıkacaksa bende razıyım.Acısına da tatlısına da razıyım.Güzelliğini bilemeyen benimdir.

Özledim çok özledim çok çok çok özledim. Özleye özleye özlemeyi öğrendim. Özlerken gözlerim yaşardı ve aklıma ilk SEN geldin teşekkürler.

أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ

Allah kuluna kâfi değil mi? (ZÜMER;36)

Madem ilaç, derman, şifa belli ve HAK hak etmeden yazmıyor…….

"Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur

 Bir dem gelir şâdân olur, bir dem gelir giryan olur

 Bir dem sanırsın kış gibi, Zemahşer-î olmuş gibi

 Bir dem bişâretten doğar, hoş bağ ile bostan olur..."

(YUNUS)


Not: aman sakın ha korkmayın dua edin bende bu hal hep olur ses etmezdim dostu utançtan arayamayınca utana utana ağlaya ağlaya yazdım.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

(c)2009 biraz biraz. Based in Wordpress by wpthemesfree Created by Templates for Blogger