Sonbahar bitmeden bu
yazı. En sevdiğim mevsim kıştır aslında. Sonra da sonbahar. Sonbahar bana gitmeleri
hatırlatır.
Yolları yolculukları… İçimde hiç bitmeyen bir gitme arzusu var. Hiç
azalmayan hatta şiddeti artarak devam eden gitme isteği. Enteresandır ki
gidilen yer değildir çoğu kez beni heyecanlandıran kalbimi pır pır ettiren. Gitmek
fiilidir. Gitmelere aşığım ben. Hatta çoğu zaman yola çıktığım anda ben ineyim
otobüsten diyesim geliyor. Tüm hazzı almış alıyorum. Belki de istediğinde çekip
gidebilmektir sevdiğim. Bilmiyorum.
Eee sonbahar yolların en
güzel olduğu mevsim. Gitmelerin en güzel olduğu mevsim diyelim kısaca.
Yollar yollar…
Yürümek yürümek yürümek is
terdim. O doğanın en güzel renk cümbüşünün içinde
kaybolmak. Bir bukalemun olsak dönüşeceğiniz renkleri hayal edin bir de. Rengin
birinden birine geçişi. Renk tam tamamlanmadan diğerinin hissettirdiği duyguyu.
Ve düşünmek bu kadar güzelliğin içinde. Düşünmemek bize verilen aklın boşa
harcanmasıdır. O’ nu düşünmek bu sonsuz güzelliğe bakıp O’nun güzelliğini
görmek. Ve assolan güzeli, güzeli yaratanı fark etmek, edebilmek… ![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2uMMaSmSAnvNbO2kPS9zoGUbMngHPfVNgoC1IYu_EtTj_RnyHmoA-BzhDT161jytrhX2SLTrUMmtnR-skjplspG1Z2PfePhpupenr4xMqVkr-GIUXA0bAgWEleWRCjDBYZNoN4QtfhP_x/s1600/sbahar9.png)
Yağmurun içindeki
yalnızlığı, tek başınalığı düşünmek; ve sonra yine bir başına olmadığının her
şeyin asıl sahibine, beni bu güzelliklere kavuşturduğu için şükürlerimi
ulaştırmak.
Bu aciz kulunu hiçbir
zaman bırakma ve muhteşem yollarda yürümemi sağla…
0 yorum:
Yorum Gönder